
-Türk Kahvesinin Serüveni
Kahve, Yemen'den Osmanlı Sarayına getirildi. Yaklaşık 450 yıl öncenin Yemen Valisi Özdemir Paşa'nın keşfettiği hazine; kahve çekirdeklerini İstanbul'a getirdi ve ilk Türk Kahvesi tohumları Taht-ul Kale 'de atıldı.
Türk Kahvesi, Eminönü / Taht-ul Kale 'de bir sokağa adını verdi; Tahmis Sokak.
Türk sosyal yaşamının hızıyla kahvenin, Taht-ul Kale'de 55 kahvehane, 200 çalışan ve sayısız müdavimi olan bir kültürü oluştu.
Venedikli,Marsilyalı tacirler İstanbul'da da hazine muamelesi gören Türk Kahvesini daha da batıdaki şehirlere taşıdılar.
Türkiye'den getirdiği eşyaları arasında çuvallar dolusu kahve de bulunan Osmanlı Sefiri Süleyman Ağa, Paris'teki Fransızlara Türk Kahvesini sihirli içecek olarak tanıştırdı. Hoşsohbet Nüktedan Süleyman Ağa, IV. SultanMehmet'in 1669'da Fransız Kralı XIV. Louis nezdine gönderdiği Türk Elçisi idi.
Süleyman Ağa sadece Türk Kahvesini değil,Türk sosyal hayatının sıcaklığını da ihraç etmiş olmalı ki, onun konağına kahveye davet edilmek özel bir anlam kazandı. Türk Kahvesinin lezzetinin yanı sıra kültürünü, sohbetini, hatırını da paylaşıyor olduğu için, Paris sosyetesi için Hoşsohbet Nüktedan Süleyman Ağa'ya kahve misaviri olmak bir ayrıcalık sayılıyordu.
Osmanlı ordusunun II. Viyana Kuşatması'nın sonucu, kahveye Avrupa'da başarılı bir yolun kapısı açıldı.
Kahve tutkunu olan J.S.Bach kahve aşkını ünlü Kahve Kantatı'nda notalara dökmüştü. Kantatın Türkçe sözleri: "... Ah, Kahve ne tatlı, Binlerce öpücükten daha tatlı, muscat şarabından daha yumuşak..."
Dünyaca tanınan kahve tutkunlarının bazıları; Madame de Pompadour, Alexandre Dumas, Andre Gide, Moliere, Pierre Loti, Victor Hugo, Honore de Balzac...
Ülkemizde de tanınmış kahve tutkunları yaşamıştır. Bir tanesi, Üsküdarlı Ressam Ali Rıza Bey'dir. XIX. asır sonu XX.asır başı yaşayan Ressam Ali Rıza Bey,döneminin yazlık ve kışlık kahvehanelerini, kahve ocakları, fincanları, cezveleri, kahve dolabı ve seyyar kahvecilerini karakalem resmetmiştir. Korunabilen onlarca resmi bugün özel kolleksiyonlarda yer almaktadır.
Kahve kültürünü dünyaya kimler tanıttı sorusunun kısa cevabı, "Dünya, kahve kültürü için Türkiye'ye teşekkür borçlu."
Bugün, dünyanın dört bir yanında kahvenin farklı adları,çeşitleri ve kültürleri bulunuyor. Ama, yaygın teknoloji ve uygarlıklara rağmen Türk Kahvesi öz lezzetini hala Tahtakale'de buluyor.
İnsanlık tarihinde farklı kültürlerin ortak, geleneksel inaçları, Fal.

Kahve falı Türkiye ve Ortadoğu'ya ait bir gelenek, doğum yeri ise Türk Kahvesi gibi Eminönü/Taht-ul Kale. Kahve falında, fincanın içinde kalan telvenin oluşturduğu şekiller yorumlanır. Falın konusunu şekillerin benzediği, çağırışım yaptığı, yarınlara ait olay ve nesneler oluşturur. Ayrıca sadece iyi dileklerden oluşur kahve falı. Kırk yıl hatırı olan bir fincan Türk Kahvesi keyfinin ayrılmaz bir parçası fal. Sohbeti, ahbaplıkları artırıyor.
Falınızın çıkması da Türk Kahvesi kültürünün sevilen bir diğer yönü. Türk kahvesi falı sohbeti, iyi bir kahve keyfi sürdürme yoludur...
Bugünkü falınıza hala baktırmadınız mı?